Eskiden köyün birinde, çok bilge bir çiftçi yaşarmış. Her insan gibi bu çiftçi de zamanı gelince ihtiyarlamış, iyice yaşlandığında ise hastalanıp yatağa düşmüş, Artık ölüm döşeğinde olduğunu hisseden çiftçi, çocuklarını başına toplamış ve; “Sevgili yavrularım!” demiş, “Şimdi söyleyeceklerime iyi kulak verin. Artık yaşlandım ve çok hastayım. Biliyorsunuz ki, yakında öleceğim.”
Çiftçinin çocukları hiç beklemedikleri bu sözler karşısında şaşırmışlar. “Aman babacığım!” demiş hepsi de. “O ne biçin söz bizi bırakıp gitme!.”
Çiftçi devam ederek; “Yok yok!” demiş, “Bu hastalık beni sağ bırakmaz artık. Ölmeden önce size önemli bir şey açıklayacağım. Aklınızda iyi tutun haaa, tarlamızda altın var. Toprağı iyi kazarsanız altını bulursunuz.”
Çiftçi bu sözleri söyledikten üç gün sonra ölmüş. Babalarını mezara koyan çocuklar tarladaki altınları aramaya koyulmuşlar. Fakat tarlanın altını üstüne getirdikleri halde, tek bir altın bile bulamamışlar. Kendilerini boşu boşuna çalıştıran babalarına kızıyorlarmış.
Tarlayı bu kadar çok eşeledikten sonra, ona buğday ekmekten başka çarelerinin olmadığını düşünmüşler.
Bilenler bilir ki, toprak ne kadar çok alt üst edilip yoğrulursa verim de o kadar çok olur. Çocuklar bilmeden, işte bunu yapmışlar. Ektikleri tarlayı hasat ettiklerinde herkesten çok buğday elde etmişler.
Babalarının “tarlada altın var” sözlerinin ne anlama geldiğini işte o zaman anlamışlar.
Bu bebek ve çocuk masalı olan Çiftçi ve Oğulları masalı da burada bitti, diğer eğlenceli ve eğitici masallar için lütfen TIKLAYIN