Bu masalımızda Kırmızı Başlıklı Kız’ın öyküsünü dinleyeceğiz. Eski zamanların birinde sevimli bir kızcağız varmış. Yaşadığı köyde herkes onu çok sever ve beğenirmiş. Anne ve babasıyla çok mutlu olan bu şirin kızın tek sıkıntısı, ormandaki kulübesinde bir başına yaşayan büyükannesi imiş. Sık sık ziyaretine gidermiş ama. yine de çok özlermiş onu. Bu ziyaretlerin birinde, büyükannesi ona kırmızı bir başlık vermiş. O günden sonra, küçük kız kırmızı başlığı başından hiç çıkarmamış. Bu yüzden ona “Kırmızı Başlıklı Kız” adını takmışlar.
Bir gün annesi, elindeki sepeti uzatarak; “Bak kızım!” demiş. “Sepetin içindeki çörekleri büyükannene götürmeni istiyorum. Yollarda oyalanmadan çabuk gidip geleceksin tamam mı? “
Sepeti eline alan Kırmızı Başlıklı Kız; “Peki anneciğim!” diyerek ormanın yolunu tutmuş. Ormana girince önüne bir kurt çıkmış. Kurdun ne kadar kötü bir hayvan olduğunu bilmeyen kız, ondan hiç korkmamış. Kurt ise, kızı yemek istediğini belli etmeden, gülümseyerek şöyle demiş; “Günaydın Kırmızı Başlıklı Kız! Sabah sabah, böyle nereye gidiyorsun?” Kırmızı Başlıklı Kız; “Sağol kurt kardeş!” demiş. “Ormanda tek başına yaşayan büyükannem var da, ona çörek götürüyorum.”
Kurt, sadece kızı değil büyükanneyi de yiyeceği için çok sevinmiş. Kendi kendine; “Hemen gidip önce büyükanneyi yemeliyim.” demiş.
Ancak kurdun büyükanneyi rahat rahat yiyebilmesi için. Kırmızı Başlıklı Kız’ın yolda biraz oyalanması gerekiyormuş. Kıza sinsice yaklaşan kurt şöyle demiş; “Şuralara bakar mısın? Her- şey ne kadar güzel. Cıvıldaşan kuşlar, renk renk çiçekler… Yerinde olsam, hazır ormana gelmişken koşar oynardım biraz. Bence büyükannene, kır çiçeklerinden toplamalısın.”
Kız heyecanla; “Evet doğru söylüyorsun!” demiş. Sonra da ormandaki güzelliklere dalmış. Kurt daha durur mu orda; “Hadi bana eyvallah!” diyerek büyükannenin yaşadığı kulübeye gidip, kapıyı çalmış. Büyükanne yataktaymış. “Kim o?” diyince, kurt; “Sevgili büyükanne!” demiş. “Beni nasıl tanımazsın! Kırmızı Başlıklı Kız ım ben, yani torunun.”
“Kapıyı açacak halim yok!” demiş büyükanne. “Tokmağı çevir de kapıyı açıver!”
İçeri giren kurt, zaten zayıflayıp küçülmüş olan kadıncağızı bir solukta yutuvermiş. Daha sonra, dolaptaki elbiselerden giyinip başını da örterek, büyükannenin yatağına girip yatmış.
Kırmızı Başlıklı Kız bu sırada ormanda çiçek topluyormuş. Geç kaldığını farkedince hemen yola koyulmuş. Kulübeye geldiğinde ise kapının açık olduğunu görüp çok şaşırmış. Yatağın yanına yaklaşıp; “Günaydın büyükanneciğim!” demiş. Büyükannesi gözüne çok değişik görünüyormuş. Ondaki bu değişiklikten biraz irkilen Kırmızı Başlıklı Kız; “Büyükanneciğim!” demiş. “Kulakların niçin bu kadar kocaman?”
Kurt cevap vermiş; “Sesini daha iyi duymak için yavrum.”
Kız tekrar sormuş; “Ya gözlerin neden bu kadar büyük?”
Kurt cevaplamış; “Seni daha iyi görmek için yavrum.”
Kız; “Ellerin de çok iri.” demiş.
Kurt; “Seni daha iyi kucaklamak için yavrum.” demiş.
Kız tekrar sormuş; “Peki şu ağzının büyüklüğüne ne demeli?“
Kurt bu soru üzerine üstündeki yorganı atıp ayağa kalkmış. Artık kendini gizleme ihtiyacı hissetmiyor, dişlerini gıcırdatıyormuş. “Hımmm!” demiş. “Seni daha iyi yemek için.”
Bu cevapla birlikte Kırmızı Başlıklı Kız’ı bir solukta yutmuş. Karnını iyice doyuran kurt tekrar yatağa girip uyumuş. O sırada kulübenin önünden geçen bir avcı, kapının açık olduğu görüp içeri girmiş. Büyükannenin yatağında kurt yatıyormuş.
“İşte şimdi seni ele geçirdim hain kurt!” diyen avcı tüfeğine sarılmış. “Bu kurt, sakın büyükanneyi yutmuş olmasın?” diye düşününce, onu vurmaktan vazgeçmiş. Bıçağını çıkarıp kurdun karnını yarmış hemen. Büyükanneyi ve Kırmızı Başlıklı Kız’ı kurdun karnından çıkarmış.
Kırmızı Başlıklı Kız’ın topladığı taşları hep beraberce kurdun karnına doldurup, iğne iplikle dikmişler. Biraz sonra uyanan kurt midesindeki ağırlık yüzünden çok rahatsız olmuş. Bir daha masum büyükanneleri ve küçük kızları yememeye söz vermiş.
Bundan sonra Kırmızı Başlıklı Kız, bir daha annesinin sözünden dışarı çıkmamış.
Diğer Kurt masallarının hepsini görmek için BURAYA TIKLA