Yağmur ormanlarının birinde bir fil yaşarmış. Bu filin en büyük zevki, diğer hayvanlara şaka yapması imiş. Hortumuna doldurduğu suyu, en olmadık zamanda birisinin üzerine püskürtür ve kahkahalarla gülermiş. Bazen de öyle kötü şakalar yaparmış ki, hayvanlar ne yapacaklarını şaşırırlarmış Bu şakalardan bunalan hayvanlar bir toplantı yaparak; “Artık bu işin tadı kaçtı. Biz de ona öyle bir şaka yapalım ki, anlasın şaka yapmanın ne demek olduğunu.” diyerek aralarında anlaşmışlar.
Bir gün fil uyurken, diğer hayvanlar filin hortumuna bir tıpa tıkamışlar. Fil uyanınca nefes alamadığını görüp çok korkmuş. Sonra da üfledikçe üflemiş. O üfledikçe, üflediği hava kendini şişirmeye başlamış. Şiştikçe hafiflemiş ve tıpkı bir balon gibi yükselmeye başlamış. Fil yukarılara doğru çıkınca soğuk bir hava ile karşılaşıp nezle olmuş ve öyle bir hapşırmış ki, hortumundaki tıpa çıkmış, Tıpa çıkınca, karnındaki hava da boşalmış. Hava çıktıkça bizim yaramaz fil alçalmış ve yere yavaşça inmiş.
Fil hatasını anlamış…
Ormandaki diğer hayvanlar da bütün bu olanları seyrediyormuş. Fil yere İnince hepsi gülüşmeye başlamış. “İşte!” demişler. “Senin yaptığın şakalar da bizim canımızı böyle acıtıyordu. Biz yapma dedikçe sen gülüyordun. Sana yaptığımız bu şakadan sonra, yaptıklarının ne kadar kötü birşey olduğunu anlamışsındır umarız.” Şakacı fil önceki yaptıklarından dolayı herkesten çok özür dilemiş ve bir daha kötü şakalar yapmayacağına dair yemin etmiş.
Fil ne demiş biliyor musunuz? “Yeminim yemin olsun, yediğim somun olsun, ölmüş kargalar gözümü oysun ki bir daha kötü şakalar yapmayacağım!”
Gerçi filin son söyledikleri de şakaymış, ancak bütün hayvanlar biliyorlarmış ki, artık fil ağır şakalar yapmayacak.