Balta girmemiş ormanların birinde bir fil topluluğu yaşarmış. İsmi Tombi olan fil, diğerlerinden daha güçlü ve akıllıymış. Bu nedenle diğer filler, Tombi’yi lider seçmişler. Filler her akşam, ormanın tam ortasındaki göle giderlermiş. Serin sularda yıkanır, birbirlerinin üzerine su fışkırtıp eğlenirlermiş.
Gölün çevresinde yaşayan tavşanlar ise bu durumdan hiç memnun değillermiş. Çünkü kocaman ayaklı filler göle gidip gelirken, tavşanların yuvalarını dağıtırlarmış.
Sonunda tavşanlar toplanıp bu duruma bir çare aramaya başlamışlar. Uzun tartışmalardan sonra yaşlı bir tavşan; “Dostlarım!” demiş, “Fillerden kurtulabilmemiz için onları korkutmalıyız. Benim bir planım var. Biliyorsunuz, yarın gece dolunay çıkacak. Ben, fillerin önderine gidip; gölü ay padişahının sahiplendiğini ve fillerin göle girmesine izin vermediğini söyleyeceğim. Böylece filler korkup bir daha göle gelemeyecekler.”
Tavşanlar bu fikri oy birliği ile kabul etmişler. Ertesi gün yaşlı tavşan, yıkanmak için göle gelen fillerin en önündeki Tombi’ye; “Heeey, koca fil!” demiş, “Siz hala duymadınız mı? Bu göl artık ay padişahının! Bu bölgeye girmenizi yasakladı! Yasağa uyup uymadığınızı görmek için kendisi de bu aksam göle geldi. Bana inanmıyorsanız, kendiniz bakın!”Tavşanın işaret ettiği yere bakan filler, gerçekten de gölün tam ortasına düşmüş yansımayı görmüşler. Dolunay o gece kocaman bir tepsi gibiymiş.
Fillerin önderi, gölün üzerindeki ışıl ışıl dolunay yansımasını görünce tavşana inanmış. Peşindeki diğer fillere de durumu anlatıp göl kıyısından uzaklaşmışlar. Böylece tavşanların yuvaları bir daha zarar görmemiş.